Baba yadigarı 56 yıllık gazetenin yayın hayatına devam etmesi için çalışıyor
Tokat'ta 1966 yılında yayın hayatına başlayan Yeşil Niksar gazetesinin sahibi 64 yaşındaki Cemalettin Bilgin:- "Müthiş bir arşivimiz var. Çok güzel haberler var. Bizler aynı bayrağı devam ettiriyoruz"- "O günkü teknik, teknolojiyle aldığımız zevk ile bugü
TOKAT (AA) - EKBER TÜRKOĞLU - Tokat'ın Niksar ilçesinde yaşayan 64 yaşındaki Cemalettin Bilgin, babasının 1966 yılında kurduğu yerel gazeteyi farklılaşan iletişim araçlarına rağmen çıkarabilmek için çaba harcıyor.
Bilgin, AA muhabirine, İstanbul'da 56 yıl önce Tercüman gazetesinin baskı makinelerinin yenilenmesi üzerine, babası Hacı Mehmet Bilgin'in eski makinelerin bir bölümünü satın alıp Niksar'a getirerek matbaa kurduğunu söyledi.
Babasının, Yeşil Niksar gazetesini 5 Aralık 1966 tarihinde çıkarmaya başladığını anlatan Bilgin, gazetenin o günden bugüne yayın hayatını sürdürdüğünü dile getirdi.
Kendisinin de babasının izinden gittiğini ifade eden Bilgin, "Babadan oğula bu mesleğe devam ediyoruz. Ömrümüz olduğu müddetçe de devam edeceğiz. Yeşil Niksar'ı aylık olarak yayımlamaya devam ediyoruz. Yörenin Sesi Canik gazetesini ise her gün yayımlıyoruz. Halkın sesi olmaya, şehrimize, ülkemize faydalı olmaya çalışıyoruz." dedi.
- "Oğlum da bu hatırayı devam ettirecek diye düşünüyorum"
Dijital bir çağ yaşandığını, iletişim araçlarının değiştiğini, gazetelerin sanal ortama taşındığını belirten Bilgin, 1966 yılından beri hem ilçelerinin hem Tokat'ın hem ülkenin tarihine tanıklık ettiklerini, büyük bir arşiv oluşturduklarını vurguladı.
Bunun devam etmesi için emek verdiklerini söyleyen Bilgin, şunları kaydetti:
"Arşivimize baktığımızda müthiş bir arşivimiz var. Çok güzel haberler var. Bizler aynı bayrağı devam ettiriyoruz. Çocuklarım ben öldükten sonra mesleği devam ettirirler mi? Sanırım ettirirler. Hiç değilse gazetenin çıkışını hatıra olarak sürdürürler. Biz nasıl ki babamızın hatırasını devam ettiriyorsak sanırım oğlum da bu hatırayı devam ettirecek diye düşünüyorum. Gazetede 1980'li yıllarda çok sayıda personel çalışıyordu. O zamanki daha bir emekti. Mesela bugünkü teknoloji çok kolay. O zaman cumhurbaşkanı, başbakan, bakanların ve milletvekillerinin klişelerini (baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha) İstanbul'a, Ankara'ya giderdik. Orada büyük emek verirdik ama şimdi çok kolay, bilgisayarın başına geçiyorsun, düğmelere dokunuyorsun, her şeye ulaşmak mümkün. O günkü teknik, teknoloji ile aldığımız zevk ile bugünkü farklı.
Aslında gazeteyi alıp okumak gerekiyor. Gazeteyi çıkartmak, eline alıp okumak bambaşka bir şey."
Kaynak: