İrfan Akyol
İrfan Akyol Ayçiçeği üreticisinin sıkıntısı nasıl çözülür?

Ayçiçeği üreticisinin sıkıntısı nasıl çözülür?

Biliyorsunuz, çiftçi geçen yıl bir önceki yıla oranda düşük miktarda ayçiçeği ekmişti. Pandemi koşullarında da ithalatın zorlaşması nedeniyle, ürün de az ekildiği için çiftçi geçen yıl gayet iyi rakamlara ürününü satabildi.

Bu yıl ise çiftçi ayçiçeğinden para kazanacağını düşünerek biraz fazla ekti. Beklentisi de satış rakamında 6 liranın altına düşmemek, hatta 8 lira olmalı, diyenler bile var…

Peki, o rakamlar oluşur mu? Olabilir mi?

Pandemi koşulları biraz etkisini azalttı, ithalat geçen yıl kadar zor değil, bununla birlikte ürün de çok ekildi. Onun için şartlar bir kere geçen yıllar aynı değil, bunu belirtelim.

Bu noktada şunu çok iyi bilmeliyiz, Türkiye ayçiçeğinde net ithalatçı bir ülkedir. Onun için ithalat dikkate alınmadan iç piyasa oluşmuyor.

Ayçiçeğinin ülkemizdeki rekoltesinin 2 milyon ton dolayında olmasına rağmen 2020 yılında ithalat rekorları kırıldı. İthalat ayçiçeği tohumunda 1 milyon 146 bin tona, ayçiçeği yağında ise 806 bin tona ulaştı.

Konya’da Tekirdağ’dan sonra ikinci en büyük ayçiçeği üreticisi konumunda…

Tabi Konya’nın ayçiçeğinde 30 – 40 bin tonlarda 250 bin tonlara üretimin gelmesinin en büyük nedeni Konya Şeker’in Altınekin’e kurduğu Hamyağ fabrikasıdır.

Bu fabrika ile Konya, buğday, pancar gibi para kazandığı ana üretim kalemlerine bir ürün daha eklemiş oldu.

Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde Konya Şeker, risk aldı ve bir avans fiyat belirledi ve bu avans fiyatla ürünleri 8 kantarda almaya başladı.

Konya Şeker 30 Ağustos Pazartesi günü başlayan alımlarında 30.08.2021 tarihinde uygulanacak günlük avans fiyatlarını; 44 yağ ve 8 nem oranındaki ayçiçeği için 5.368 TL/ton, 45 yağ ve 8 nem ayçiçeği için 5.450 TL/ton, 50 yağ ayçiçeği için 5.859 TL/ton olarak ilan etti.

Gümrüklerin sıfır olduğu bir dönemde, liman teslim ayçiçeğinin ucuz olmasına rağmen Konya Şeker risk almış ülkedeki en yüksek fiyatı açıklayarak piyasayı yukarı çekmiş ve üreticinin lehine regülasyonu yapmış, burada bilmemiz gereken en önemli husus da budur. 

Trakya Birlik, Karadeniz Birlik gibi kuruluşlar risk alıp fiyat açıklayamadı, fakat Recep Konuk çiftçinin derdini dert edindiği için, risk aldı ve "avans" fiyatları açıkladı ve alıma da başladı.

Bu noktada Konya Şeker'i takdir etmemiz gerekir, zira konunun erbabı bilir ayçiçeğini elinizde tutamazsınız, hasadını yaptığınızda hemen satmanız gerekir.

Neyse, asıl mesele şu;

Peki, sorumlu kim?

Bizim kimseyi suçlamak gibi bir durumumuz elbette yok da gelin görün ki, burada Bakanlığın mutlaka devreye girme mecburiyeti var.

Çiftçinin malının değerli olması gerekiyor, girdi fiyatlarının ne kadar yükseldiğini izah etmeye bile gerek yok, zaten hepimizin malumu. Öyle olunca, çiftçiyi de, iç piyasadan alım yaparak ayçiçek yağı üreten fabrikaları da mağdur etmeyecek metotların bulunması mecburi görünüyor.

Burada Bakanlığın yapabileceği iki müdahale şekli olduğunu belirtmek istiyorum. Öncelikle Bakanlık sorumluluk alacak, “çiftçiyi de yerli üretim yapan fabrikayı da ben mağdur etmem” diyecek.

Ondan sonra da ayçiçek ithalatını şimdilik durduracak, piyasada oluşan rakama göre çiftçinin ve fabrikaların mağdur olmayacağı bir fiyatın oluşacağı vergi miktarı ile iç alım bittikten sonra ithalata izin verecek.

Oluşacak fiyatın direk ayçiçek yağının fiyatlarını da belirleyeceğini unutmamak lazım, onu da belirteyim. İthalat yapan, ucuza ürün aldığı için daha ucuz ayçiçeği yağı satıyor, Türk çiftçisinden alım yapan marka ise daha pahalı ayçiçeği yağı satıyor. Burada milli üretim yapan fabrikaların da, markaların da korunma mecburiyeti var.  

İkincisi ise Türk çiftçisinden alım yapan fabrikalar ile çiftçileri aynı masada toplayacak, “Sen ne kadara alabilirsin?”, “Sen ne kadara satabilirsin?” diye soracak ve hem çiftçi hem de fabrika üretimini sürdürecek şekilde alımların netleşmesini sağlayacak. Fabrikanın verdiği rakam ile çiftçinin beklentisi arasındaki rakamı da devletimiz sübvanse edecek ve böylece hem Türk çiftçisi, hem de Türk çiftçisinden alım yapan fabrika ayakta kalmış olacak.

Konya Şeker, çiftçi rezil olmasın diye sorumluluk aldı, kantarlarını açtı, bu sorumluluğunun karşılığı olarak Konya Şeker ve Recep Konuk takdir edilmelidir ve şu da bilinmelidir, ithalatla bu sorunları çözmek Türk çiftçisini bitirir, olması gereken Türk çiftçisini bitirmek değil, Türk çiftçisinin daha fazla üretim yapmasını sağlamaktır.

Bunu da yapacak olan devletimizdir, Tarım Bakanlığıdır.

Ne diyelim, umarız, biran önce bakanlık sorumluluk alır, ya ithalat durdurulur, ya da üretici sübvanse edilir, beklentimiz bu şekilde.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
İrfan Akyol Arşivi