Ramazan Yaşar
Ramazan Yaşar “APO SEN NEDEN BURADA DEĞİLSİN?”

“APO SEN NEDEN BURADA DEĞİLSİN?”

30 yıldır Türk ve Kürt analarını ağlatan, ülkemizin milli servetini emen terörün çözümü için Başbakan Erdoğan, “Baldıran zehri içmeyi” göze alarak, siyasi geleceğini belirsizliğe rehin vererek, “Türkiye’ye barış ve kardeşlik ikliminin hakim olması için” bir süreç başlattı. Silahlar susunca, ülkeyi kaplayan huzur ve kardeşlik havasından rahatsız olanların çıkması sürpriz olmadı. Yıllardır, devlet adına, “terör ateşine odun taşıyan, benzin döken” kişilerin olduğu kadar, devlet dışındaki sivil bazı yapılanmalar da dış güçler adına kardeş kavgasının sürmesi için canla başla çalıştılar. Ancak Başbakan’ın cesareti ve güçlü iradesi, Öcalan’ın masaya oturması bu kesimin tüm hesaplarını alt üst etti. Son bir mermileri kalmıştı, şimdi onu kullanıyorlar.

Bekaa Vadisi’nde Öcalan’a kucak dolusu karanfille ziyarete giden Ergenekon tutuklusu Perinçek’in Partisi, Öcalan’la ilgili, tutuklandığı 1999 yılında kaydedilmiş bazı görüntüleri yayınlayarak, çözüm sürecine sabotaj girişiminde bulunuyor. Onların karanlık planlarına karşılık, halkın görmesi gereken çirkin yüzlerini de ortaya çıkardı aslında bu görüntüler. Öcalan, bu ses kayıtlarında diyor ki, “Şiddeti bitirip örgütü tasfiye edeceğim. Örgütü tümüyle silahsızlandıracak, şiddete dayalı örgüt mantığı yıkılacak. Devletin hizmetinde dev bir çalışma yapabilirim. Gel şu doğruyu yap deyin, yapayım; benim için emirdir. Ben neden devletin bir eri olmayacağım?”

Bu sözlerden dolayı Öcalan’ı PKK ve tabanını nezdinde itibarsızlaştırıp, devre dışı bırakacaklarını düşünüyorlar. Burada sorulması gereken şudur, bu kayıtları ve sorgulamayı yapan devlet yetkilileri,  terörü bitirmek için bu teklifleri o gün neden değerlendirmemişlerdir? 15 yıldır binlerce terörist öldü, asker şehit oldu, milyarlarca dolar ekonomik zarar oluştu. Bu kasetteki devlet, yeniden çatışma için PKK’ya ayar, çözüm sürecine darbe planlayacağına, millete bunun hesabını vermelidir.

Cemaate yakın olduğu söylenen Süleyman Hamit Müftigil’e ait ses kayıtlarının yayınlanmasından üç gün sonra ortaya çıktı bu ses kayıtları. “İmralı’dakinin karşısında olan herkes Washington’a geliyor.  Bu da İmralı’nın bertarafı anlamına geliyor, onun hükmü bitti. Bundan sonra tekrar silahlı, çatışmalı bir dönem geliyor” diyen Müftigil, çözüm sürecine karşı Amerika’da, İsrail’le yapılan planların detaylarını veriyordu.

Çözüm sürecinin başarısı, AK Parti’nin güçlü halk desteği ve dik duran cesur lideri ile mümkün olacaktır. Zayıf bir iktidarla çözüm sürecinin yaşatılması mümkün değildir. Hükümete yönelik darbe girişimlerinin neden “Çözüm sürecini hedef aldığını” anlamış olmalıyız. AK Parti gibi güçlü halk desteği almış bir partinin iktidara gelme şansı bundan sonra olmayacaktır. AK Parti bu sorunun çözümü için son şanstır. Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider, kısa ve orta vadede gözükmüyor. Çözüm süreci tamamen Başbakan’ın şahsi projesidir. O’nu zayıflatacak her saldırı, aslında çözüm sürecini hedef almaktadır.  İç ve dış düşmanlar, çözüm sürecinin başarıya ulaşması durumunda Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada hiçbir gücün durduramayacağını biliyorlar.

Türkiye’yi, hükümeti, AK Parti’yi ve Başbakan Erdoğan’ı zayıflatacak her operasyon, entrika, kara propaganda, seçim işbirlikleri, çözüm sürecini de tehlikeye atmaktadır. Bunun farkında olan siyasetçiler ve aydınlar o yüzden Başbakan ve AK Parti’ye yönelik her saldırıda “hedef çözüm sürecidir” uyarısını yapıyorlar.

“Apo, biz Türkiye’ye, AK Parti’ye, Tayyip Erdoğan’a savaş açtık. Sen neden yanımızda değilsin? Gezi olaylarında Süreyya Önder’i neden komutanlıktan azlettin. Kürtleri neden bu fotoğraf karesinin dışına çektin? Hadi Gezi darbesinde dış unsurlar fazlaydı, belki çekinip destek vermedin. 17 Aralık operasyonu büyük ölçüde yerli polis, savcı ve yerli malı üreticisi işadamları destekliydi. Buna nasıl posta koyup, ‘çözüm sürecini hedef alıyorlar. Biz bu darbe girişimlerinde yokuz’ dersin. Biz de paralel devletle işbirliği yapıp, silahları susturacağın sözünü verdiğin görüntüleri yayınlarız. AK Parti’yi ve Erdoğan’ı yıkmayı başaramayabiliriz, ancak senin de ipliğini pazara çıkarır, itibarını, örgüt üstündeki gücünü yok ederiz.”

Kısaca, “Bütün vatan hainleri toplandık. Apo, sen neden burada değilsin?” diyorlar..

“Bayrak Şairimiz” Arif Nihat ASYA da diyor ki; “Bu ülkedeki kavga Türk ile Kürt'ün kavgası değil, hilal ile haçın kavgasıdır. Hilalin altında bir olun çok kalabalık olacağız, göreceksiniz.”

O hilalin altına cemaati de bekliyoruz…
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Yaşar Arşivi