Anadolu türkülerini "arp" ve "ney" ile dünyaya tanıyorlar

Arp sanatçısı Çağatay Akyol, ney sanatçısı Ferhat Erdem ve perküsyon sanatçısı Cemal Özkızıltaş, türküleri 7 yıl önce kurdukları "Arpanatolia" grubuyla dünyaya tanıtmaya çalışıyor- Bugüne kadar çok sayıda konser veren grup, gelecek yıl temmuzda Galler'de

Anadolu türkülerini "arp" ve "ney" ile dünyaya tanıyorlar

ANKARA (AA) - YASEMİN KALYONCUOĞLU - Arp sanatçısı Çağatay Akyol, ney sanatçısı Ferhat Erdem ve perküsyon sanatçısı Cemal Özkızıltaş, arpı, ney, sipsi ve perküsyonla birleştirerek, türküleri 7 yıl önce kurdukları "Arpanatolia" grubuyla dünyaya tanıtıyor.

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) sanatçısı Akyol ile TRT Ankara Radyosu sipsi, kaval ve ney sanatçısı Erdem, AA muhabirine, kurdukları "Arpanatolia" grubu ve çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Akyol, 2012'de Avrupa Birliği projesi kapsamında Hitit dönemi çalgılarından 55 kişilik orkestra kurduklarını, anlatımlı bir konser programı düzenlediklerini söyledi.

Alacahöyük'te 2012'de Hitit dönemine ait "İnandık Vazosu"nun bulunduğunu, bunun üzerinde arp enstrümanı resmedildiğini anlatan Akyol, "Biz de 'Bu kadar Anadolu'ya ait bir enstrüman neden topraktaşlarıyla bir araya gelmesin?' dedik. Ney, cura, sipsi, kaval, zambır, hepsi Anadolu'dan gelme ve onları arpla kavuşturduk 2012'de." dedi.

- "Enstrümanların tarihçesini ve sistemlerini anlatıyoruz"

Oda orkestra konseptindeki çalışmalarını 7 kez senfoni orkestrasıyla sunduklarını bildiren Akyol, şöyle devam etti:

"Türkülerimizi, evrensel boyutta kültürümüzü, arkeolojik olarak tarihimizi anlatarak enstrümanlarımızla sunuyoruz. İnteraktif konser veriyoruz. Zambır 4 bin 500 yıllık bir enstrüman. Mitolojiye dayanan ve topraklarımızdan çıkan enstrümanlar. Yan yana geldiklerinde bu enstrümanlar uyuşur mu diye düşünüyorduk. Ama ilk provada anladık ki zaten onlar binlerce yıldır tanışıkmış. Arpın öyle bir tınısı var ki her şeyle uyuşuyor. Avrupa'daki festivallerde müzikologlar geliyor, ilgilerini çekiyor. Enstrümanların tarihçesini ve sistemlerini de anlatıyoruz."

Akyol, türkülerin insanların ve toplumların geçmişine ışık tuttuğunu dile getirdi.

Kısa süre önce "Arpanatolia Peninsula" ismiyle albüm çıkardıklarını anlatan Akyol, konserler ve albümler için sosyolojik ve tarihsel çalışmalar yaptıklarını kaydetti.

- 2020 yazında Galler'de türküler arp ile coşacak

Akyol, "dünya olimpiyatı" niteliğinde olan ve üç yılda bir yapılan Uluslararası Arp Kongresi'ne katılarak eserleri orada da seslendirdiklerini söyledi.

2014'te Avustralya'dan davet aldıklarını ancak gidemediklerini, 2017'de Hong Kong'ta yapılan kongreye katıldıklarını belirten Akyol, Temmuz 2020'de Galler'de düzenlenecek Uluslararası Arp Kongresi'ne binin üzerindeki başvurudan yaklaşık 50 sanatçının arasına seçildiklerini söyledi.

Akyol, Galler'deki müzik gruplarıyla kültürel diplomasi ağını güçlendirmek istediklerine işaret etti.

- Türküleri arp ve neyle sunuyorlar, eserlerin hikayelerini anlatıyorlar

Uluslararası müzik yarışmalarında sipsi alanında dünya birinciliği olan Ferhat Erdem, bugüne kadar Avrupa'da önemli festivallerde, G-20 zirvesinin açılışında konser verdiklerini dile getirdi.

Yabancıların bunlardan çok etkilendiğini anlatan Erdem, "Arpın su gibi huzur veren tınılarıyla, Anadolu'da mistisizmin önemli sembollerinden neyi, kavalı ve yaylaların özgür çalgısı sipsiyi yan yana getirdik. Avrupalılar için ilginç bir şey. Arpı biliyorlar ama sipsiyi bilmiyorlar. Biz ikisinin birleşimini arka planıyla sunuyoruz." dedi.

Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Konserlerde türküleri çalıyoruz. Arp ile bu eserler büyüyor. Tanıdık eserler bambaşka bir havada sunuluyor. Anadolu ezgilerini orkestralar için düzenliyoruz. Anadolu'nun bağrındaki tarihten gelen acıları Yemen türküleri çalıyoruz. Yunus Emre'nin, Aşık Veysel'in, Neşet Ertaş'ın eserlerini konserlerimizde sunuyoruz. Çanakkale türkülerimiz vazgeçilmezimiz."

Akyol ile farklı müzik kültürlerinde eğitim aldıklarına işaret eden Erdem, bu birlikteliğin genç müzik gruplarına da örnek olması gerektiğini anlattı.

CSO'da geçen sene konser verdiklerini belirten Akyol, "Siz kendi kültürünüzü, insanların içine dokunan melodileri çok sesli müzikle, orkestrayla insanların ruhuna işletiyorsunuz. Aşık Veysel'i, Neşet Ertaş'ı evrensel boyutta çok sesli müzikle çaldığınızda çok daha farklı boyutlara ulaşılıyor." diye konuştu.


Kaynak: