ALMANYA’DAN NOTLAR
Almanya’da hazırladığım yazımı sizlerle paylaşma imkânı bulduğum için sevinçliyim.
Allah’a şükür, güzel bir yolculuktan sonra, misafir olacağımız eve yerleştik.
Almanya’nın şimdiki fiziki durumu ile 25 yıl önceki görünümü arasında pek farklılık göremedim.
Almanya’nın Köln şehrine yakın bir yerleşim merkezindeyim. Bulunduğum şehirde, Almanya’da yapılan ilk minareli camisi mevcut.
1964 yılında Türkiye’den gelen ilk Türk isçilerinin –birinci jenerasyon- bir araya gelerek kurdukları dernek marifeti ile güzel bir cami ve kültür merkezi inşa ettirmişler.
1.Jenerasyon –kuşak- isçilerimizden hayatta kalanlar azalmış. Su anda 2. kuşak, faaliyet ve çalışmaları devam ettiriyor.
Cumartesi ve pazar günleri, çocuklarla Kur’an merkezli dini eğitim çalışmaları yapılıyor. 400 civarında öğrenci mevcudu ile hareketli bir eğitim merkezi görünümünde.
Gençlere yönelik kültürel ağırlıklı programlar yürütülmekte. Mesleklerine uygun kariyer geliştirme çalışmalarına ağırlık verilmekte.
Türk gençleri artık okumayı, üniversiteye girmeyi amaç edinmişler. Hukuk, hekimlik, öğretmenlik, işletme alanlarında yetişen ve okumaya devam eden Türk çocukları, Almanya’nın gelecekteki isleyişinde, oldukça önemli payları olacaktır.
Anadolu insanı; ülkesi dışında kendi inisiyatifi ile teşkilatlanmayı başarmış, atalarımızın yaptığı gibi, CAMİİ MERKEZLİ medeniyetin uygulamasını gerçekleştirmişler.
Cumartesi ve pazar günleri çocukların eğitimi için kullanılan cami merkezinde, haftanın diğer günlerinde yetişkinler için uygulanan programlar oldukça verimli ve zengin içerikli.
Büyüklerle yapılan çalışmalara, hafta içerisinde ben de aktif olarak katılmaya çalıştım. Çalışmalara katılanların istekli olmaları, verimliliği arttırıyor.
Sabah namazı cemaati oldukça kalabalık. Namazdan önce, Kur’an ve tefsir çalışması yapılıp, sonrasında namaz kılınıyor.
Öğle namazı öncesinde, hadislerle Müslümanlık dersi yapılmakta. Namaz kılındıktan sonra yetişkinlerle Kur’an öğrenme ve okuma çalışmaları ikindi namazı vaktine kadar devam ettiriliyor.
İkindi namazından sonra lokalde zamanı olanlarla çay/kahve ikramlı sohbet ve görüşmeler yapılıyor.
Cami merkezinde kalanlarla, akşam ve yatsı namazını kılarak günlük çalışma ve faaliyet sonlandırılıyor.
Camii cemaatini oluşturanlar, Türkiye’nin çeşitli illerinden geldikleri için, çok kültürlü ve önemli bir birliktelik meydana gelmiş.
Bu çeşitlilik, insani ilişkilere olumlu yönde katkıda bulunmuş. Türkiye’deki birlikteliğe de zemin oluşturmuş.
Birliktelik, gençlerimizin evlilikleri ile daha da kuvvetli hale gelmiş. Aile yapısına kültürel zenginlik kazandırmış.
Türk Dili, Türk Kültürü, kadim değerlerlerimizin öğretilebilmesi için devletimizin daha aktif gerçekçi çalışmalar yapması gerekir.
Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde bulunan insanlarımızın, ülkemiz için paha biçilmez bir güç olduğunu 1 Kasım seçimlerinde fark ettik.
Bulundukları ülkenin her alanında aktif olan insanımıza hak ettiği ilgiyi gösterebilirsek, ülkemizin dünyada olması gereken konumun elde edilmesini kolaylaştıracağı muhakkak.
Devletin atacağı bir adımına karşılık, bizim insanımızın on adımla karşılık vereceğine inanıyorum ve yakinen biliyorum.
Almanya’da görevli olduğum dönemlerde, yapmaya çalıştığım her iyi işte, insanımız çok önemli katkı ve gayretlerini esirgemediler.
20 yıl öncesine göre, devletimizin ilgi ve alakasının oldukça iyi olduğu ifade ediliyor.
Burada yaşayan insanlarımızın gözü, kulağı Türkiye üzerinde. Sevincine, kıvancına, üzüntüsüne, kaygısına ortak.
Anlattıklarımda olumsuz taraflara yer vermedim. Devletin eli uzun, ağırlığı yeterince olursa, olumsuzluklar azalır, güzellikler çoğalır.