Alerji mevsimi sonbahar

Sonbaharın gelişi ile birlikte doğada yaşanan değişikliklerin bireylerin günlük yaşantısına da yansıdığını belirten Alerji ve İmmünoloji Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Ferda Öner Erkekol, "Doğa içine kapanmaya başlarken, insanların dış ortamda geçirdiği süre azalıyor. Bu durum iç ortam alerjilerinin artmasına neden oluyor. Hapşırık, burun akıntısı, burun ve damak kaşıntısı başta olmak üzere saman nezlesi olarak bilinen "alerjik rinit" şikayetleri de çoğalıyor" dedi.

Alerji mevsimi sonbahar

Sonbaharın gelişi ile birlikte doğada yaşanan değişikliklerin bireylerin günlük yaşantısına da yansıdığını belirten Alerji ve İmmünoloji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, "Doğa içine kapanmaya başlarken, insanların dış ortamda geçirdiği süre azalıyor. Bu durum iç ortam alerjilerinin artmasına neden oluyor. Hapşırık, burun akıntısı, burun ve damak kaşıntısı başta olmak üzere saman nezlesi olarak bilinen "alerjik rinit" şikayetleri de çoğalıyor" dedi.

Medicana International Ankara Hastanesi Alerji ve İmmünoloji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, sonbahar alerjileri hakkında merak edilenleri anlattı. Sonbaharda hem iç hem de dış ortamda çok sayıda alerjen ile karşılaşmanın muhtemel olduğunu belirten Erkekol, "Sonbahar alerjilerinin tetikleyicileri farklı olmakla birlikte semptomlar en az ilkbahar ve yaz aylarındaki kadar şiddetli olabilir" uyarısında bulundu.

Kapalı ortam alerjenlerine maruziyet artıyor

Havaların serinlemesiyle birlikte kapalı ortamda geçirilen sürenin arttığına işaret eden Prof. Dr. Erkekol, iç ortam alerjenleri hakkında bilgi verdi. İç ortamda geçirilen zamanın artması ile birlikte ev tozu akarlarına ve evcil hayvanlardan kaynaklanan alerjenlere maruziyetin arttığını belirten Erkekol, "Bu durum burun akıntıları, hapşırık, burun tıkanıklığı, gözlerde kızarma, sulanma, halsizlik, yorgunluk gibi şikayetleri olan hasta sayısında hızlı bir artışa neden olur" ifadelerini kullandı.

Yabani ot alerjenleri sonbaharda da etkili

Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, dış ortamda ise en çok maruz kalınan alerjenin yabani ot alerjenleri olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

"Yabani ot polenleri ağustos ayında salınmaya başlar ve ekim sonuna kadar devam eder. İlkbahar ve yaz döneminde aktif olan ağaç ve çayır polenlerine duyarlı hastaların yarısı yabani ot polenlerine de alerjiktir. Sonbaharda rüzgarların etkisi ile yabani ot polenleri kilometrelerce taşınabilir, şehir merkezlerinde dahi fazla miktarda yabani ot polenine maruz kalabilirsiniz."

Prof. Dr. Ferda Öner Erkekol, sonbahar aylarında küf mantarı alerjenlerinde de artış yaşandığını belirtti. Yabani otlara ve küf mantarlarına karşı alerjik olan bireyleri uyaran Erkekol, "Bu bireylerin sonbaharın güneşli günlerinde yapacakları yürüyüşler alerjik şikayetler nedeni ile kabusa dönebilir ve yaşam kaliteleri belirgin şekilde azalabilir" uyarısında bulundu.

Alerjik nezle ve soğuk algınlığı ayırt edilmeli

Prof. Dr. Erkekol, sonbahar aylarında viral enfeksiyonların da arttığını hatırlattı. Alerjik nezle ile soğuk algınlığının ayırt edilmesinin önemine işaret eden Erkekol, "Bu noktada ateş, eklem ağrısı, boğaz ağrısı, yoğun halsizlik, burun akıntısının sarı renkli olması daha çok enfeksiyon belirtileridir. Burun akıntısının şeffaf renkli olduğu, hapşırık, göz kaşıntı ve kızarıklıklarının eşlik ettiği durumlar ise daha çok alerjik hastalıkları düşündürmektedir" bilgisini paylaştı.

Şikayetlerin süresinin de rahatsızlığın ayrımını yapma konusunda önemli olduğunu belirten Erkekol, "Şikayetleri 10 günden uzun süren hastaların alerjik değerlendirmesinin yapılması tanı gecikmelerini önleyebilir. Alerjik şikayetlere yönelik başlanacak tedaviler ile daha sağlıklı ve yaşam kalitesi yüksek bir sonbahar geçirmek mümkün olacaktır" ifadelerini kullandı.