Hasan Mutluoğlu
Hasan Mutluoğlu “AKILLARI ASKIYA ALMAK”

“AKILLARI ASKIYA ALMAK”

Geçen Cumartesi günü, sivil toplum kuruluşlarından DİSK ve KESK’in Başkent Ankara’dadüzenlediği “Barış Emek Demokrasi Mitingi” başlamadan yüreğimizi dağlayan, Cumhuriyet tarimizin en büyük terörizm olayını yaşadık.

En önemli zenginlik kaynağı olan insan unsurunu kaybettik/kaybediyoruz. İnsan varlığının önemi, ülkenin hizmetine sunulabilmesi amacı ile yetiştirilmesi, korunması sürecinin zorluğunu tekrar tekrar hatırlamak/hatırlatmak, derde derman olabilir mi? Bilemiyorum.

Bu olayda ve öncesinde karşılaşılan olaylarda “Suçlu kim?” beylik laflarını artık duymak istemiyoruz.

Olayların meydana gelişinde, oluşunda sebebiyet verenler elbette bulunup gerekli cezaları almaları herkesin isteği. Böyle de olması gerekir.

Ancak; şu çok önemli diye düşünüyorum. Devlet bütün birimleriyle, siyasilerin tamamı, vatandaşların her biri, bu ülkenin huzuru, istikrarı, kardeşliği, “Devletin Varlık ve Bekası” için nerede ve hangi tarafta durması gerektiğini bilmesi daha büyük önem arzetmekte.

Ülkemizin başkenti, Cumhuriyetimizin merkezi Ankara’da karşılaşılan bu olay, üzerinde düşünülmesi ve geleceğin yol haritasında “Bir Milat” olması dileğimizdir.

Ülkemizin ve devletimizin selameti için, siyasilerin, toplum önderlerinin, basının, STK yöneticilerinin, kullandıkları/kullanacakları söylemlere, ifade şekline –uslüba- dikkat etmeleri gerekiyor.

Menfaat umarak, nemalanma adına, olayların analizini yaparkan- elinde keser tutan, yontma işinde gamgayı hep kendi önüne düşüren keser ustası gibi- kendini aklama, sorumluluktan kaçma yerine, -elinde testere tutan, kesme işini yaparken bir sana, bir bana işlevi ile talaşın her iki tarafa düşürülmesi- mantığı ile sorumlulukların yüklenilmesi gerekmektedir.

En büyük zenginlik kaynağı evlatlarımızı” kaybediyoruz. Her ocağa düşen dayanılması zor olan bu ateşin söndürülmesi için, birbirimizi suçlama yerine, ortak hareket etme zorunluluğu vardır. Aksine hareket, teröre hizmet etmektir.

Basın aracılığı ile olay üzerine verilen beyanatlara şöyle bir bakalım:

“- Bu işi polis yaptı!!?” DİSK sorumlusu.

Adama sormazlar mı? Olayın akabinde alel acele ifade ettiğinden hareketle, “Nereden bildin bu işi polisin yaptığını?”

Yapılan bu beyanın açıklamasını ve sorulan bu sorunun cevabını DİSK yetkililerinden beklemek hakkımız.

HADEP eş başkanı –Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ifade ettiği gibi, ben de ön ismi kullanmadan- Demirtaş’ın “Mafyalaşmış, katilleşmiş, seri katil gibi bir devlet anlayışı” ifadesi ile, Ankara olayını tahlil etmesi,” terörün siyasallaşması” iddiasının ispatlamaktadır.

Suçlu kim? Suçlu; devlet, istihbarat, polis, hükümet, siyasi partiler, STK’lar, veya daha geniş bir ifade ile HERKES, “ Akılları askıya almaya” sebep olabilecek bir sonuca götürmesin.

Bütün olan biteni şefaf bir yaklaşımla, sağduyu ile ortaya koyarak, birliğimize, kardeşliğimize bir an evvel kavuşmanın yolunu bulmak zorundayız.

Aklımızı kullanmayı, aklımızı kiraya vermemeyi, aklımızı askıya almamayı, öğrenmeliyiz.

Bu ülke bizim. Bu topraklar üzerinde doğup büyüyen herkesin, bu ülkeyi düşünmek, bu ülkeye hizmet etmek gibi görev zorunluluğu vardır.

Ülkesinden kopmak zorunda kalan ve uzun zamandır ülkemizde misafir olan Suriyeli kardeşlerimizden ibret almamız gerekir.

Suriyeli kardeşlerimize şefkat ve merhamet kapısını sonuna kadar açan bir Türkiye ve müslüman insanları var.

Bizim ve ülkemizin böyle bir durumla karşı karşıya kaldığında –Allah korusun- bizi barındırabilecek bir ülkeden söz edebilme şansımız var mı?

Dünya üzerinde öldürülen müslümanları acaba kim öldürüyor?” Sorusunun cevabı araştırmalar sonucunda –İnşallah abartılı olmaz- 10 da 9’u yine Müslümanlar tarafından öldürüldüğü tespit ediliyor.

“Akılların askıya alınması” neticesinde Müslümanların içine düştüğü durum işte bu.

Şikayet etme zamanı geçti. İnsan yetiştirme çabasında olmak gerekir.

Vahiy ve Risalet doğrultusunda” akleden, doğru düşünebilen insan yetiştirerek sevginin, kardeşliğin, merhametin hakim olacağı “Sevgi Toplumu” tesis etmenin gereğini yapmak HERKESİN görevi olduğunu bilmek ve yerine getirmek zorundayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi