AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş'tan "hayat tarzına müdahale" eleştirilerine ilişkin açıklama:

"Hiç kimsenin içtiği içkiyle ilgili bir problem ortaya koymak için bunu söylemiyorum. Herhangi bir şekilde bir kimseyi kastetmedim, herhangi bir şekilde kimsenin hayat tarzını da kastetmedim"- "Kastettiğim şey şudur, Türkiye'nin resmi kurumlarının itibarı

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş'tan "hayat tarzına müdahale" eleştirilerine ilişkin açıklama:

TRABZON (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Hiç kimsenin içtiği içkiyle ilgili bir problem ortaya koymak için bunu söylemiyorum. Herhangi bir şekilde bir kimseyi kastetmedim, herhangi bir şekilde kimsenin hayat tarzını da kastetmedim." dedi.

Kurtulmuş, AK Parti Trabzon İl Başkanlığı tarafından kentteki bir otelde düzenlenen, "Vefa Buluşmaları-Kuruluştan Günümüze Tüm Teşkilat Mensuplarımızla İstişare Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, dün Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Kariyer Kulübü tarafından KTÜ Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi'nde organize edilen, "Türkiye'yi Yarınlara Taşımak" konulu söyleşide gençlerle bir araya geldiğini anımsattı.

Üniversite öğrencileriyle yaptığı söyleşide, yanlış yere çekilecek, kendisinin söylemediği, kast etmediği şeyi sabahtan beri algı operasyonu yapan çevreler olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Mesele şu, bir arkadaş TÜİK'in rakamlarıyla ilgili bir soru sordu. Ben de şunu söyledim, 'Herhangi bir konuda bir rapor yayınlandığında ya da bir rapor açıklandığında biz devletin kurumlarını, devletin raporlarını ciddiye almak zorundayız, ciddiyetle bunları kabul etmek zorundayız. Yoksa herhangi bir sorumluluğu olmayan kişilerin bir köşede konuşarak, içki masasında bir takım görüşleri gündeme getirmesi resmi olarak bizi bağlamaz.' Söylediğim şey budur. Hiç kimsenin içtiği içkiyle ilgili bir problem ortaya koymak için bunu söylemiyorum. Herhangi bir şekilde bir kimseyi kastetmedim, herhangi bir şekilde kimsenin hayat tarzını da kastetmedim. Beni bilenler, siyasetteki üslubumu bilenler bizim Türkiye'deki bu toplayıcı, kuşatıcı, birleştirici bir siyaset tarzını benimsediğimizi bilenler, zaten böyle olmadığını bilir. Kastettiğim şey şudur, Türkiye'nin resmi kurumlarının itibarını kimse zedelemeye kalkmasın. TÜİK'in verileri bir şekilde gerçek dışı olacak, başkalarının bir kenarda söylediği veriye mi itibar edeceğiz? Falanca şehrin arka sokaklarındaki gösterilerde olanı Twitter üzerinde sosyal medyadan yayması, o gerçek olacak, o ilin yetkilisi, sorumlusu, valilerimizin açıkladığı şeyler doğru olmayacak? Söylediğim şey budur."

- Kurtulmuş: "Siz bu kurumu itibarsızlaştırırsanız elinize ne geçecek?"

Kurtulmuş, "Biz devletin kurumlarının itibarını korumak zorundayız." ifadesini kullanarak, şöyle devam etti:

"Tekraren söylüyorum, söylediklerimde herhangi bir kimsenin ya da herhangi bir grubun hayat tarzıyla ilgili söylediğim bir şey değildir, devlet kurumlarının itibarının zedelenmemesi meselesidir. Kaldı ki TÜİK, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir kurumu olarak Avrupa İstatistik Kurumu ile irtibatlıdır ve bütün istatistik metotları da Avrupa İstatistik Kurumu'nun metotlarının birebir aynısıdır. Dolayısıyla siz bu kurumu itibarsızlaştırırsanız elinize ne geçecek? Ona inanmayalım, ötekine inanmayalım da bir kenarda birisinin söyleyip durduğu bir lafa mı inanalım? Söylediğim bundan ibarettir. Hiçbir vatandaşımızın hayat tarzıyla ilgili en ufak bir şey kastetmiş değilim, söylemiş değilim. Çünkü bizim kitabımızda insanları baş örtülü, başı açık diye ayırmak yazmaz, bizim kitabımızda insanları dindarlar, laikler diye ayırmak yazmaz, bizim kitabımızda insanları Kürtler, Türkler, Lazlar, Araplar, Çerkezler diye ayırmak yazmaz, bizim kitabımızda insanları kadınlar, erkekler diye ayırmak yazmaz, bizim kitabımızda insanları şu gruptan, bu gruptan diye ayırmak yazmaz."

Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Çünkü biz bir şey öğrendik, Hazreti Ali Efendimiz bir vali atarken dedi ki, 'Ey Malik gidiyorsun, gittiğin yerden insanları yöneteceksin. Bil ki insanlar iki sınıftır. Ya yaratılışta eşittir ya dinde kardeşindir.' Bizim kuralımız budur. Biz bütün insanları yaratılışta eş, Allah'a ve Peygambere inananları da dinde kardeşimiz olarak kabul edip yolumuza devam ederiz. Türkiye'nin 84 milyonunu kuşatmak isteyen, bütün toplum kesimlerini kuşatan ve fiilen Türkiye'nin her yerinde, her toplumsal sınıfında olan bir partinin bu anlamda insanların arasındaki ayrıcalıklı fikirlere itibar etmesi mümkün değildir. Polemik olsun istemediğim için burada duruyorum. Eğer millet nasıl ayrıştırılır bakarsanız şöyle geçmiş dönemin, eski Türkiye'nin defterlerini açınca, orada Trabzon'daki dedelerinizin, ninelerinizin, babalarınızın geçmiş dönemlerde, tek partinin o dönemlerinde neler yaşandığını şöyle size bir anlatsınlar."


Kaynak: