Ahmet Mithat Efendi geri dönüyor
Ahmet Mithat Efendi'ye yaşadığı dönemde 'popüler yazar' gözüyle bakıldığı için edebiyat ortamında ne yazık ki hakkettiği değeri görmemiştir.
Dergah Yayınları yazarın eserlerini günümüz okuyucusuyla buluşturmak için bütün eserlerini 15 cilt olarak yayınlamak için kolları sıvadı.
Nedense çok yazmak ve her konuda yazmak ayaküstü edebiyat eleştirmenlerinin her fırsatta eleştirdikleri bir durumdur. Yazarın cepten yemesi ve gitgide kendisini tüketme belirtisi olarak yorumlanıverir. Bilince yaslı çalışkanlığın yazma eyleminde şuur yitimine uğrayarak alışkanlığa dönüştüğü örnekler elbette vardır. Fakat çok ve çeşitli yazmanın az olmakla birlikte nitelikli örnekleri de yok değildir. Üslubunu koruyabildikten, rengini ve kokusunu kaybetmedikten sonra bir yazarın edebiyattan siyasete, felsefeden mizaha kadar bir çok alanda kalem oynatabilmesi başlı başına bir marifet ve kıvraklıktır. Siyasete,tarihe ya da dini mevzulara şiir ya da öykü mektebinden geçmiş usturuplu bir yazarın kalemi değse fena mı olur? Esnek düşünebilmenin bir yolu da çok konuda kalem oynatabilmekten geçiyor. Bunun edebiyat tarihimizde en tipik örneklerinden biri Ahmet Mithat Efendi'dir. Yaşadığı dönemde 'popüler yazar' olarak küçümsenmiş ne yazık ki edebiyat dünyasında hak ettiği değeri görememiştir. Toplumun bütün kesimlerine hitap edebilme kaygısı Ahmet Mithat Efendi'yi bize çok kimlikli bir yazar olarak takdim etmiştir. Öyle ki o sadece bir hikayeci-romancı değil aynı zamanda tiyatro yazarı ve gazeteci olarak hayatın her alanında 200'ü aşkın eser vermiştir. Henüz ortaokul sıralarındayken okuduğum Hasan Mellah, Hüseyin Fellah romanları ile Obur ve Kambur hikayesi Ahmet Mithat Efendi'yi ilerleyen yıllarımda unutturmamaya yetip artmıştı.
İHMAL EDİLMİŞ BİR YAZAR
Ne var ki bu kadar çok ve farklı çeşitlerde kitaba imza atmış edebiyatımızın 'hace-i evvel'i kabul edilen bir ismin müktesebatını derli toplu bir şekilde gelecek nesillere aktaramamışız bunca zamandır. Daha önce 1.baskısı Erzurum Atatürk Üniversitesi tarafından yapılan(1975) ve Milli Eğitim Bakanlığı yayınlarınca 1989 ve 1991 yıllarında 2. ve 3. baskıları gerçekleştirilen Orhan Okay'ın 'Batı Medeniyeti Karşısında Ahmet Mithat Efendi' kitabı bundan beş yıl evvel 4.baskısını Dergah yayınlarından yapmıştı. Geçtiğimiz yıl (2012) A.Mithat Efendi üzerine yazılan yazılardan oluşan 'Küllerinden Doğan Anka' ve yine bu yıl içersinde Beykoz Belediyesi'nin katkılarıyla merhum Mustafa Miyasoğlu'nun hazırladığı 'Ahmet Mithat Efendi Armağan Kitap' dışında yazarı etraflı bir şekilde tanıtacak nitelikte bir çalışmaya ne yazık ki rastlayamıyoruz. Bu boşluğu ve umarsız sessizliği fark eden Dergah Yayınları geçtiğimiz günlerde Ahmet Mithat Efendi'nin dağınık eserlerini yeniden okuyucuyla buluşturmak için kolları sıvadı. Prof Dr.Fazıl Gökçek editörlüğünde, yazarın 'Hace-i Evvel'den 'Niza-ı İlm ü Din'e, 'Karı Koca Masalı'ndan 'Peder Olmak Sanatı'na, Avrupa'da Bir Cevelan'dan 'Şeytankaya Tılsımı'na kadar bütün eserleri bir külliyat halinde yayınlanmaya başlandı. Gizem Akyol, Sabahattin Çağın,İdris Nebi Uysal,İsmail Kayapınar ve İnci Engünün gibi isimler tarafından hazırlanan külliyatta yazarın orijinal diline müdahale edilmeyip okuyucunun anlamakta zorlanacağı kelimelerin günümüzdeki karşılıkları sayfa altlarında verilmiş. Yıl sonuna kadar 15 cilt yayınlamayı planlayan yayınevi şu ana kadar 5 kitabı yayına hazır hale getirmiş. Bu kitaplardan biri aile kuracak bir adamın ihtiyaç duyacağı tavsiyeleri içeren 'Peder Olmak Sanatı'. Ahmet Mithat Efendi bu kitabında evlilikte asıl sorumluluk sahibi olarak erkeği görür. Ona göre babalık bir sanattır ki bir erkeğin 'baba' unvanını gerçekten hak etmesi için öncelikle ailesine vakit ayırması gerektiğini vurgular. Kadınların evi bir iktisatçı gibi yönetmesi, gelecek nesli bir öğretmen gibi yetiştirmesi, eğitilmiş erkeğin bir parçası olması gerektiğini savunur. Ahmet Mithat Efendi Peder Olmak Sanatı'nda evlenilecek kadınlarda güzellik, sağlıklı,iffetli, ahlaklı olma, iyi bir soydan gelmekten başka iyi yolda terbiye edilmiş olma şartlarını aramanın doğru olacağını söyler. Bu kitap Tanzimat'tan bu yana kadın-erkek tartışmasının seyri bakımından oldukça ilginç kesitler sunmaktadır.
EĞİTİM İÇİN 6 YAŞ ÖNERİSİ
Doğu-Batı çatışmasının yüksek sesle dile getirildiği bir dönemde aile üzerine bir şeyler yazmak her zaman için yazar sorumluluğu bağlamında anlaşılır bir şeydir. Peder Olma Sanatı'ndan sonra Ahmet Mithat Efendi 'Ana Babanın Evlat Üzerindeki Hukuk Ve Vezaifi'kitabını da böyle bir duyarlıkla kaleme alır (1899). Osmanlı toplumunda eksikliğini hissettiği pedagojiye dikkat çeker. Çocuk terbiyesinde asıl sorumluluğu babaya verir. Ona göre kadınlar daimi bir çocukluk hali (sabavet-i daime) üzere olduklarından kendi çocuklarını doğru düzgün yetiştiremezler. Babalara kendi babalık tecrübelerini genişçe anlatır. Günümüzde de sıklıkla tartışılan okula başlama yaşı konusunda Ahmet Mithat Efendi muterizdir. Çocuklar çok küçük yaşta okula gönderilmemelidir. Hiç olmazsa 6 yaşını tamamlamalıdır. Evet, okul öncesi eğitim de çok önemlidir,ama anne baba eğitimi üzerine bu eğitimler bina edilmelidir. Dergah Yayınları Ahmet Mithat Efendi serisinden çıkan üçüncü kitap yaklaşık 70 sayfalık bir roman: 'Şeytankaya Tılsımı'. Yazar bu romanın kurgusunu Fransızca bir 'fıkra'dan alıp geliştirmiştir. Polisiye özellikte bir aşk romanıdır. İtalya'nın dağ köylerinin birinde geçen hikaye aşk hikayesi olduğu kadar aynı zamanda Tanzimat sonrası oluşan batı hayranlığına karşı Avrupa'nın gerçek yüzünü ortaya koymaya çalışıyor. Ahmet Mithat'ın en karakteristik yönü bütün yazdıklarında okuyucuyla yazının arasına girmesidir. Şeytanın Tılsımı'nda da bunu görüyoruz. Bu özelliği onun yazdıklarına sığmayan bir yazar oluşuna hamletmek doğru olur. Gerçekten Ahmet Mithat üslubuna aşina olanlar için bütün türleri bir tür içerisinde görmek şaşırtıcı olmayacağı gibi bir konuda bir çok mevzuya rastlamak da sürpriz sayılmayacaktır.
Kitabın künyesi:
Şeytankaya Tılsımı
Hazırlayan: İsmail Kayapınar
Dergah Yayınları
83 Sayfa
2013