70 ülkenin Müslüman dini liderinden İsveç ve Hollanda'ya ortak tepki

İsveç ve Hollanda'da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saygısızlık, 70 ülkenin Müslüman dini liderinden ortak tepkiyle karşılandı.

70 ülkenin Müslüman dini liderinden İsveç ve Hollanda'ya ortak tepki

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, 70 ülkeden 130 katılımcının iştirakiyle, İsveç ve Hollanda’da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saldırıların ardından çevrim içi gerçekleştirilen “Dünya Müslüman Dini Liderler Toplantısı” sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi.

İsveç ve Hollanda’da Kur’an-ı Kerim’e yönelik yapılan saldırılar karşısında neler yapılabileceği hususunda istişarelerin yapıldığı ve çeşitli kararların alındığı toplantının, 7 maddelik sonuç bildirgesini Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş açıkladı.

Başkan Erbaş’ın kamuoyu ile paylaştığı sonuç bildirgesinde şu maddeler yer aldı:

1. İsveç’te 21 Ocak 2023 tarihinde önceki günde Hollanda’da yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan çirkin davranış, inanca, hukuka ve evrensel değerlere karşı işlenmiş bir insanlık suçudur. Bu menfur tavrı şiddetle reddediyor ve lanetliyoruz. Söz konusu insanlık dışı eyleme müsaade edilmesi, hatta polis nezaretinde gerçekleştirilmesi ise utanç verici bir sorumsuzluktur. Bir dinin kutsal kitabına saldıracak kadar saygısız ve pervasız bir zihniyetin varlığı, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi değerlerden ne kadar uzaklaşıldığının açık bir göstergesidir. İnançlara ve kutsallara saldırıların sıradan hale geldiği bir yerde özgürlük söylemi ve demokrasi iddiasının iki yüzlülük ve çifte standarttan başka bir şey olmadığı açıktır.

2. Bazı Avrupa ülkelerinin son zamanlarda temel insan hakları ve özgürlükler alanında yaşadığı çelişkiler ve travmalar kaygı vericidir. Zira söz ve eylemleri ile sürekli Müslümanları hedef alan ve İslam’ın aydınlık yüzünü karalamaya çalışan birtakım basın-yayın organları, kişiler ve örgütlerin varlığı öne çıkmakta, Müslümanların inançlarını, kutsallarını, ibadet mekanlarını hedef alan ırkçı saldırı ve tecavüzler günden güne artmaktadır. Tüm bunlar Müslümanlar tarafından hayret ve endişeyle takip edilmektedir.

3. Bir kez daha ilan ediyoruz ki, İslam, bütün insanlar için can, mal, akıl, nesil ve din özgürlüğünü temin eden barış ve merhamet dinidir. Kur’an-ı Kerim; getirdiği ilkelerle dünyada huzur ve barışı, adaleti, temel hak ve hürriyetlerin dokunulmazlığını öğreten kutsal bir kitaptır. Dolayısıyla Müslümanlar, dünyadaki herkesin onurlu, özgür ve insanca bir hayat yaşama hakkını savunmayı ve bu uğurda çalışmayı, inançlarının gereği bir sorumluluk olarak görmektedirler. Böyle bir inanca düşmanlık yapmak, şüphesiz insanlığın müşterek ve aydınlık geleceğine yapılmış bir suikasttır. Zira Kur’an-ı Kerim bütün insanların kitabıdır. Tekrar ediyorum, Kur’an-ı Kerim bütün insanlığa gönderilmiş bir kitaptır. Hangi inançtan, hangi dinden olursa olsun tüm insanları Kur’an-ı Kerim’i okumaya, anlamaya ve faydalanmaya davet ediyorum.

4. İslam’a ve Müslümanlara yönelik düşmanca tavırlar, ardında kirli çıkar ilişkileri ve ırkçılık barındıran ciddi bir insan hakları sorunudur. Yetkililerin, bu sorunu çözmek yerine duyarsız kalması, siyasi malzeme olarak kullanması ve düşmanca tavırları desteklemeyi tercih etmesi ise tam bir akıl tutulmasıdır. Zira bu çirkin ve ikiyüzlü politika, bulunduğu coğrafyanın barış ve huzurunu da olumsuz etkileyecek, bir arada yaşama imkanını da gölgeleyecektir.

5. Kur’an’a karşı yapılan saygısızlığa tepki gösteren farklı inanç ve düşünce mensuplarının varlığı takdire şayandır. Aynı şekilde Avrupa’da hukuka ve insan haklarına inanan, inanca saygıyı ve toplumsal barışı önemseyen tüm entelektüellerin, akademisyenlerin, aktivistlerin, sivil toplum kuruluşlarının, medya mensuplarının ve aklıselim insanların kutsallara yapılan bu açık saldırılara, hak ihlallerine ve İslam düşmanlığı endüstrisine karşı tepki göstermesi ve inisiyatif alması gerekir. İnsana ve inanca değer veren tüm din ve inanç mensuplarının aynı şekilde tepki göstermesi bir insanlık vazifesidir. Aksi halde söz konuşu kişi, grup ve kurumlar, Müslümanlar ve tüm dünya halkları nezdinde inandırıcılığını yitireceklerdir.

6. İnsani değerleri ve ahlaki erdemleri hiçe sayan, İslam’a ve Müslümanlara karşı düşmanlıktan vazgeçmeyen bu sorunlu zihniyetle mücadelede geç kalınırsa menfur ve melun saldırıların artarak devam edeceği görülmektedir. Bunun için dünyadaki tüm Müslümanlar İslam’a ve kutsal değerlerine yönelik saldırılara karşı hep birlikte hareket edecek ve en güzel cevabı verecektir. Ayrıca İslam’ın en doğru şekilde tanınmasına yönelik gayretler daha da güçlendirilecektir.

7. Müslümanlar, her zaman ve her yerde İslam’ın hak ve adalet anlayışını, sevgi ve barış yüklü ilkelerini, Kur’an-ı Kerim’in esenlik dolu mesajlarını, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s.) çağlar üstü örnekliğini ve üstün ahlaki vasıflarını tebliğ ve temsil etmeye, söz konusu değerleri insanlığa sunmak için özveriyle, fedakârlıkla, iş birliği içinde çalışmaya devam edeceklerdir. Birtakım sistematik tahrikler ve saldırılar karşısında asla hukuk dışı yollara başvurmayacak; haklarını, inançlarını ve evrensel değerlerini basiret ve ferasetle savunmayı sürdüreceklerdir. İnanıyoruz ki, insaf, vicdan, hukuk galip gelecek, iyilik ve barış kazanacaktır.