Doğunun Özgüveni Fuat Sezgin Hoca
Necmettin Erbakan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin hazırladığı Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı Karma Sergisi ilgi görmeye devam ediyor.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin hazırladığı Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı Karma Sergisi ilgi görmeye devam ediyor. Fuat Sezgin’in doğuyla batının sentezi olduğunu belirten Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çaycı, “Yeni neslin Fuat Sezgin Hocadan alacağı çok mesaj var. Bu sergi de bunu amaçlıyor. Burada en önemlisi özgüven var. Yani doğunun kendine öz güvenmesiyle ilgili bir mesaj var” dedi.
Projenin, yaklaşık 1 yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu ifade eden Necmettin Erbakan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çaycı, “Sayın Cumhurbaşkanımızın 2019 yılını Fuat Sezgin Yılı olarak ilan etmesiyle birlikte biz de aslında mesajı aldık. Dolayısıyla kendi içimizde düşen görev ne diye istişare ettik. İstişarelerimiz sonucunda biz de en azından bir sergiyle Fuat Sezgin Hocamızın hatırasına katkı sağlayabiliriz diye düşündük. Bölüm başkanlarımızla birlikte görev paylaşımı yaptık. Ondan sonraki süreçte de tema belirlemek gerekiyordu. Nitekim hem hocanın hayatını hem de ilgi alanını ve çalışma sahasından konular tespit etmeliydik. Bunun üzerine İstanbul’daki tarihi bilim müzesiyle irtibata geçtik. Oradan dokümanlar aldık. Hatta 2 arkadaşımızı oraya görevlendirdik. Yerinde objelerin bilgilerini ve resimlerini topladılar. Sonra bölümlere bu bilgileri dağıttık. Bölümler kendine göre tasarım yaptı ve o tasarımın sonucunda da bugün 171 eser burada görücüye çıktı. Burada yaklaşık 100 civarındaki eser resim bölümüne ait, diğer bölümler de 20-25 arasında değişen sayıyla katkı sağladılar” diye konuştu.
“FUAT SEZGİN HOCA DOĞUYLA BATININ SENTEZİ”
Fuat Sezgin’in doğuyla batının sentezi olduğunu belirten Çaycı, “Böyle bir sergi yapmanın gerekçesi de Fuat Sezgin Hocamızın ortaya koyduğu değerdir. Nitekim Fuat Sezgin Hoca doğuda yetişmiş, doğu kültürüyle hemhal olmuş ama İslam bilim tarihini çok iyi bilen, batıda eğitim öğretimini tamamlamış bir isimdir. Dolayısıyla Fuat Sezgin demek doğuyla batının sentezi demektir. Her ne kadar batı, doğunun bu sentez içindeki yerini yadırgasa da, biz netice itibarıyla böyle bir değerin, böyle bir sergi ile ortaya çıkışını ifşa derdindeyiz. Ve arkadaşlar ona yönelik tasarım yaptılar. Kendi muhayyel dünyasındaki düşünceleri ya da hayal gücünü burada resme ya da plastik sanatlara aktarmış durumdalar. Bu yönüyle özellikle de yeni nesle buradan alınacak ve verilecek çok mesaj var. Burada en önemlisi özgüven var. Yani doğunun kendine öz güvenmesiyle ilgili bir mesaj var. Öncelikle bunu ifade etmemiz lazım. Tarih içerisinde biz de bunu yapabiliriz kanaatinin oluşması açısından önem arz ediyor. Batı dünyasının Rönesans’tan sonraki süreçte, özellikle koloniyal yani sömürgeci boyuta bürünmesiyle birlikte ortaya çıkan farklılığı ortaya koyma gayesi var. Aslında doğu dünyasının daha önceki üstün olduğu dönemde böyle bir temayülünün olmadığına dair de vurgu var. Yani burada temalardan kaynaklanan çok sayıda mesaj var” bilgilerini verdi.
“BUGÜNKÜ ROBOT TEKNOLOJİSİNİN PRİMİTİF ÖRNEKLERİDİR”
Sergide icatlarının resim çalışmalarına yer verilen Ünlü İslam Filozofu El Cezeri’den de bahseden Çaycı, “Fuat Sezgin Hoca, çalışmalarında El Cezeri’ye sık sık yer vermiştir. El Cezeri minyatürleriyle bu işe katkı sağladığı için görselleri açısından bizim için önemliydi. El Cezeri’nin çalışmaları bugünkü robot teknolojisinin primitif örnekleridir. Yani ilk ve öncül örnekleridir. Bugün bile çözmekte, onun muhtevasını ortaya koymakta zorlandığımız düzenekler var. İslam bilim merkezinde ve müzesinde bunların bir kısmı ifşa edildi sergileniyor ama daha önceki çalışan ekiplerle bizim irtibatımız vardı. Bunu proje olarak gündeme getirmiştik. Dolayısıyla hala orada açıklanamayan, çözülemeyen noktalar var. El Cezeri’nin bu işlerde öncül olması da önemli. Fuat Hoca da bu anlamda El Cezeri’ye önem veriyor” dedi.
“RESİM YETENEĞİ FITRİ BİR MESELE”
Resim yeteneğinin fıtri bir mesele olduğunu ifade eden Çaycı, “Bu bir yetenek işidir. Fıtri bir meseledir. Sanatla meşguliyet ve sanat becerisi Allah vergisidir. Kendisinde böylesi meziyetlere sahip olan arkadaşların gidebileceği en güzel yer güzel sanatlar fakülteleridir. Dolayısıyla burada görüldüğü gibi örnekler çoğaltılabilir. Güzel Sanatlar Fakültelerinin sayıları da çok fazla. Yetenekli ve barajı geçen arkadaşlar sınava girme hakkına sahiptir. Yeteneğini ortaya koymak suretiyle de bizim fakültemizden içeri girebilir” diye konuştu.
BİZİM İÇİN YOĞUN VE BİR O KADAR DA ZEVKLİ BİR SÜREÇ OLDU
El Cezeri’nin Kefeli Ses Otomatı’nı resmeden NEÜ GSF Resim Bölümü öğrencisi Asya Sahra Çizmeci de çalışması hakkında açıklamada bulundu. Çizmeci, “Bizim için yoğun ve bir o kadar da zevkli bir süreç oldu. El Cezeri’nin birbirinden ilginç ve bir o kadar da güzel icadını daha yakından tanıma fırsatı bulduk. El Cezeri’nin birçok çalışmasında suyla ilgili ayrıntıya rastlanabiliyor. Benim resmimde de şu kenarlarda gördüğünüz ayrıntılar düdük. Su dolduğu zaman taşması engelleniyor. Düdükler alarm veriyor. El Cezeri bu şekilde bir aplikasyon yapmış” diye bilgi verdi.
ÇOCUKLU ÇEŞME OTOMATI
Sergide çalışmasını sanatseverlerin beğenisine sunan NEÜ Resim Bölümü öğrencisi Meryem Söylemez çalışması hakkında bilgi verdi. Söylemez, “Yapmış olduğum eser El Cezeri’ya ait bir eser. Eserim, Çocuklu Çeşme Otomatı. Resimde görüldüğü üzere yerden 25 cm yükseklikte bir kürsü var. Bu kürsünün üzerinde 4 köşesinde ayrı ayrı sütunlar var. Bu sütunların üzerinde su dola depo var. Deponun üzerinde kapağı şeklinde kubbesi, kubbenin üzerinde bir kuş var. Deponun içinden görünmeyen bir şekilde leğene doğru su akıyor. İbriğe su doluyor, dolduktan sonra hava sıkışıyor sıkışınca yukarıdaki kuş ötüyor. Ardından su akması duruyor. Durduktan sonra ibriğin ucundan su akmaya devam ediyor ve abdest alan el yüz yıkamak için gelen kişi işlemini tamamlıyor. Leğenin içine abdest aldığı su birikiyor. Biriktikten sonra kuş onu içiyor. Kuş burada su görevini görüyor. Burada diz çökmüş şeklinde duran bir çocuk var. Çocuk bir eliyle ibriği tutarken diğer eliyle de havluyla tarağı tutuyor. İşlemini bitiren kişiye de ibriği havluyu ve tarağı uzatıyor daha sona işlem tamamlanmış oluyor” diyerek resmini açıkladı.
EL CEZERİ ÇOCUKLAR İÇİN DE İCAT YAPMIŞ
Minyatür tarzı resimlerle sergiye katılan NEÜ Resim Bölümü öğrencisi Rana Öründü de El Cezeri’ye ait olan Müzikli Eğlence Kayığı’nı resmetti. Çalışması hakkında bilgi veren Öründü, “El Cezeri’nin bu icadı çocuklar için yapılmış olan bir çalışmadır. Burada iki önemli faktör var. Bunun birincisi kayık, ikinci otomatımız. Bu otomatlara bağlı olan çalgıcı kadınlar, altta bulunan su haznesi sayesinde harekete geçerek müzik enstrümanlarını çalıyor” dedi.
•SEYFULLAH KOYUNCU / YENİ HABER GAZETESİ